Çocuğunuzu teste götürürken ‘sınav,test,değerlendirme’ gibi çocuğun kaygılanmasına neden olacak ifadeler kullanılmamalıdır. Bu ifadeler çocuğun gerçek potansiyelinin ortaya çıkmasını engeller.
‘Oyun oynacaksınız,çok keyifli vakit geçireceksin’ ifadeleri de yine doğru kullanım değildir. Çocuğun kafasındaki beklentiyi karşılamayacak bir ortam yine çocukta hayal kırıklığına neden olur.
Değerlendirmeye gitmeden önce ‘Seni tanımak isteyen bir abla/ağabey var, ismi Tuğçe, Hasan. Sana soracağı bazı sorular varmış, seninle yalnız çalışmak istiyor, ayrıntısını ben de bilmiyorum. İstediğin zaman beni dışarıda bulabilirsin’ diyerek yönlendirebilirsiniz.
Teste gidilmeden önce çocuğun sağlık durumunun iyi olması, uykusunu iyi almış ve karnının tok olması önemlidir. Fiziksel durumlar çocuğunuzun test performansını etkiler. Bu şartlar uygun değilse randevunuzu başka bir güne erteleyebilirsiniz.
Testler çocuğun üstün zekalı olarak tanılanmasında tek başına yeterli değildir. Çocuğun gelişimi ile ilgili aileden ve öğretmenlerden alınan bilgiyle birlikte test sonucu bütüncül değerlendirilmelidir.
-Ben çocuğumun normal olduğunu düşünüyordum ama üstün zekalı olarak tanılandı.
Mükemmelliyetçi ebeveynler çocuklarından yüksek beklentiye girdikleri zaman çocuğun gerçek potansiyellerini fark edemeyebilirler. Uzman görüşleriyle birlikte test sonucu değerlendirilmeli öğretmen, aile ile görüşler ortak ise uzmanın onayı ile testin tekrarlanması anlamlı olmayacaktır.
-Ben çocuğumun üstün zekalı olduğunu düşünüyordum ama sonuç öyle çıkmadı
Testlerin ve uzmanların bazen yanılabileceğini göz ardı etmemek gerekir. Çocuğunuz hazır olmadığı bir gün teste girdiyse sonuçların doğruluk payı tartışılır.
Marilena Z.Leana-Taşçılar-Çocuğum Üstün Zekalı mı ? kitabında bu durumu şöyle değerlendiriyor:
Burada sonuçlar beklenildiği gibi çıkmadığında sorulması gereken üç önemli soru bulunmaktadır:
- Çocuğumun zihinsel gelişimi ile ilgili objektif beklentilere sahip olduğumdan emin miyim ?
- Test öncesinde ya da sırasında çocuğumun performansını olumsuz etkileyecek bir durum yaşandı mı?
- Test sonuçları öğretmen ya da başka uzmanların gözlemleri ile örtüşüyor mu?
Zeka testi anne-babanın veya öğretmenin kişisel merakı için yapılması gereken bir uygulama değildir. Çocukta eğitimsel müdahale yapılacaksa, zihinsel gelişiminde bir sorun fark ediliyorsa bu testin yapılması uygundur. Ayrıca zeka testi çocuğun kuvvetli ve zayıf yönlerini bilmek, bu yönlerin gelişimini sağlamak amacıyla yapılmalıdır.
Günümüzde uygulanan en güncel çalışmalar Wisc-IV,CAS ve ilk yerli zeka testimiz olan ASİS.
Stanforf-Binet ve Wısc-R gibi zeka testlerinin hem güncelliği hem de güvenirlikleri düşüktür.
Öncelikle testi uygulayacak uzmanın uygulama sertifikası ve yetkinlikleri bulunması aranacak ilk şarttır.
Zeka testini uygulayacak uzmanın üstün potansiyelli çocuklar ile ilgili bilgi sahibi olması, bu çocuklarla çalışmış ve bu çocukları tanıyor olması,uzmanın test esnasında gözlemleri, aileden ve öğretmenden aldığı bilgiler ışığında bütüncül değerlendirme yapması büyük önem taşımaktadır.
Erken dönemde yapılan gözlemler üstün zekalı ve yetenekli bebeklerin çevrelerinin daha farkında olduğunu göstermektedir.
Erken dönemde;
- Bebeklikte olağan dışı ataklık
- Uzun dikkat süresi
- Geniş hayal ve imgeleme gücü
- Uykuya daha az ihtiyaç duyma, enerjik olma
- Gelişimsel dönüm noktalarına daha hızlı ilerleme
- Keskin gözlem yapma
- Aşırı merak duyma
- Güçlü bellek
- Erken ve olağanüstü dil gelişimi
- Hızlı öğrenme yeteneği
- Aşırı duyarlılık
- Akıl yürütme ve problem çözme becerisi
- Mükemmeliyetçilik
- Sayılar, bulmacalar ve yap-bozlar ile oyun becerisini geliştirme
- Kitaplara aşırı ilgi duyma
- Soru sorma İlgi alanının oldukça geniş olması
- Gelişmiş mizah duygusu
- Eleştirel düşünebilme
- İcatlar yapabilme
- Aynı anda birkaç işi yapabilme, yoğunlaşabilme
- Yaratıcılık gibi özelliklerin bulunması çocukta üstün zeka durumu olabileceğinin
sinyallerini verir. Ancak çocuğun üstün yetenekli olarak görülmesi için yukarıda adı geçen bütün özelliklere sahip olması gerekmemektedir. Üstün yetenekli bir çocukta öne çıkan bir özellik, bir başka üstün çocukta hiç görülmeyebilir. Dolayısıyla bireysel farklılıkların olabileceği dikkate alınmalıdır.
‘Üstün’ gibi etiket oluşturabilecek vurgular yapmaktan öncelikle geri durmalıyız. Bireysel farklılıkları vurgulamak en önemlisidir.
Şöyle bir açıklama yapılabilir : ‘Hasan çok iyi piyano çalıyor, Tuğçe matematikte sınıfındaki en iyi öğrenci senin de hafızan çok kuvvetli, bir kere okuduğun bir şeyi unutmuyorsun’ gibi herkesin farklı konularda becerileri olduğunu kavramasını sağlayabilirsiniz.
Ve tabiki geliştirilmesi gereken yönlerine de vurgu yapmanız kimsenin mükemmel olmadığı konusunda farkındalık kazandırmanız da önemlidir.